Uzun süredir uygulanmakta olan “İcra ve İflasa Dair Kanun”da düzenlenen iflasın ertelenmesi kurumu 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun ile 2018 yılında kaldırılmıştır. Sonuç olarak, borçluların mali durumlarını iyileştirerek ticari hayatlarını sürdürmelerine yardımcı olacak başka bir kuruma ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyacı karşılamak için kanun koyucu 7101 sayılı Kanunla birlikte 285 vd. maddelerde değişiklik ve eklemeler yapılmıştır. Yeni kurallarla birlikte kanunda yer alan ancak uygulanmayan konkordato müessesesi işlemeye başladı. Kanun taslağının gerekçelendirilmesinde durum budur;

“Ülkemizde 2003 yılından itibaren uygulanmaya başlayan iflas erteleme kurumu, kuruluş amacına ulaşamamıştır. Bu nedenle 15 Temmuz 2016 tarihinde kabul edilen 6728 sayılı Kanun ile iflasın ertelenmesi kurumu yeniden düzenlenmiştir. İflasın ertelenmesi kurumunda alacaklıların söz hakkı olmayınca, süreç borçlu ile mahkeme arasında yürütülür ve ortaya çıkan hukuki sorunlar birlikte değerlendirilir, bu kurum tamamen kaldırılarak yerine konkordato müessesesi kurulur. Alacaklılar ile borçlunun anlaşmasına ilişkin müzakereler ve bu anlaşmanın mahkeme tarafından onaylanması sonucunda ticari ve sosyal hayat açısından daha verimli ve gerekli görülmüştür. Şekilde.

Getirilen değişiklikler sonucunda tacirler (iflas eden kişiler) dışında iflas etmeyen kişiler için ticari hayatta yaşamanın yolu açılmıştır. İflasın ertelenmesi ile konkordato arasındaki temel farklardan biri de bu noktadan kaynaklanmaktadır.

Kazakistan Cumhuriyeti Ceza Kanunu’nun 285. maddesine göre; Gücü yetmeyen veya temerrüde düşme tehlikesi bulunan borçlu, borcunu ödeyerek veya süreyi uzatarak iflastan kaçınmak için konkordato talebinde bulunabilir. indirim. Kanun maddesine göre konkordato; Vadesi gelen veya müstakbel borçlarını ödemeye niyetlenen ancak ödeyemeyecek durumda olan borçlular için alacaklılarının bilinen bir çoğunluğu ile anlaşma yapan, hem borçlunun hem de alacaklının korunması amacıyla kurulmuş hukuk kurumu olarak tanımlanabilir. ödenir ve ticaret mahkemesinin onayı ile yürürlüğe girer. İleride daha detaylı açıklayacağımız üzere, konkordato müessesesine dayalı bir sözleşme olmakla birlikte, ancak mahkemenin onayı ile icra edilebildiği için bağlayıcı bir sözleşme niteliğindedir.

Konkordato tesisi, iflasın olası zararlarını önlemeyi ve bazı fedakarlıklar sonucunda alacakların tasfiye edilme olasılığını artırmayı amaçlar. Bu itibarla hem borçlu hem de alacaklı lehine değerlendirilir. Ayrıca konkordato ile iflas erteleme arasında; Alacaklıların oy haklarında da farklılık vardır. Özellikle konkordato başvurusunun kabulü ancak alacaklıların rızası ile mümkündür. Ancak, iflas erteleme kurumunda alacaklıların anlaşması dikkate alınmamıştır. Bu fark, bir konkordatonun alacaklıları iflas ertelemeden daha koruyucu olduğunu göstermektedir. İzmir BAM, kararında şu ifadeleri kullandı:

“Konkordato, alacaklıların da sürece dahil olduğu ve borçlunun projesinin ve ödemesinin geri ödenmesi veya tasfiyesi konusunda alacaklılar tarafından değerlendirme ve oylama yaparak borcu ödemeyi kabul ettikleri bir icra hukuku kurumudur. Kurumun genel amacı alacaklıların daha fazla zarara uğramamasını sağlamaktır. Özünde konkordato, alacaklıların alacaklarını zamanında ve eksiksiz olarak tahsil edemediği bir ödeme sistemi getirmektedir. Bu haliyle konkordato, alacaklılara nispi zarar verme ihtimalini içeren hukuki bir kurumdur. Buradaki dengeleme konusu, nispeten uzun iflas tasfiyesi ve programda dağıtılan tutar ile konkordato onaylanırsa ödenen tutar arasındaki farktır. Borçlunun işini geliştirmek, ekonomiye değer katmak, nüfusa istihdam sağlamak dikkate alınan unsurlardır. 17.HD. 2019/1181 K.

Yine konkordato dilekçesinin kabul edilebilmesi için borçlunun acze düşmesi şart değildir. Bu itibarla vadesi gelmemiş alacak borçluları da konkordato talebinde bulunabilirler.